Sayın Sağlık Bakanı Fahrettin KOCA’YI demokratik duruşu, korona günlerinde meselelere hâkimiyeti, meselelere rasyonel akılla, bir tıp adamı gözü ile bakışından, kibirli olmayıp, mütevazı duruşundan dolayı İktidar veya muhalefet yanlıları t
Bilim kurulu ile uyumlu ve olumlu çalışmaları da görmezden gelmek, takdir etmemek mümkün değildir. Bugüne kadar, Sayın Cumhurbaşkanının, Sayın Bakanın gölgesinde kalma endişeleri ile sürekli ön plana çıkma gayretinin de farkında idik. Bilim kurulunun tavsiye ettiği kararları, oy kaybetme korkusu ile Sayın Cumhurbaşkanı’nın engeline takıldığını fark etmemek mümkün değildi. Sayın Sağlık Bakanı, bütün bu olumsuzluklara rağmen bugüne kadar Korona mücadelesini başarılı bir şekilde getirdi.
Ancak salgına uğrayan günlük vaka sayısı,1000 civarında takılıp kaldı. Bazen biraz yukarıda, bazen biraz aşağıda seyrediyor. Sokaktaki vatandaşların, umursamaz, maske, mesafe, hijyen temel kurallara uymamadaki ukala, vurdumduymaz, şımarık tutumuna baktığımızda, bin sayısına bile şükür ediyoruz. Sokaktaki kornadan korunma tedbirlerin çok zayıf ve vatandaşın umursamaz olduğunu görüyoruz. Ancak vatandaşların büyük bir kısmı salgın kurallarına içten ve samimi bir şekilde uyduğunu da memnuniyetle görüyor onları da takdir ediyoruz.
Vaka sayısının binlerde dolaştığı Türkiye’de, sanayıyı, üretimi, hizmet sektörünü, turizmi geliştirip, Siyasi iktidarın istatistik oyunlarla gizlemeye çalıştığı, felaket halini alan, korkunç işsizlik rakamlarını aşağıya çekme şansının olmadığı ortadadır.
Başımızdaki bu Korona belasından kurtulmanın, ülke genelinde maske, mesafe ve temizlik temel kuralları olmak üzere, diğer kurallara da ulusça tam uymakla başarılabileceği açıktır.
Yürüyüş yaptığım Derince ’de ki bir kahvenin önündeki tartışmayı size aktarmak istiyorum.
Kahvehanenin önüne gelen 50 yaşlarında iyi giyimli bir beyefendiye, orada onu tanıyanlar,” Kendisinin kurallar uyumlu, dikkatli birisi olduğunu, buna rağmen, neden maske takmadığını” sordular.
Bu beyefendinin verdiği cevap,” Ben hayatımda maske takmadım. Maske ile gezmedim. Şimdi de gezmem” dedi.
Bu beyefendi kendisini çok akıllı, İşbilen biri sanıyor. Hadsız, ukala, egoist, şarlatan olduğunu, onun yüzünden, hasta hanelerde günlerdir çoluk çocuğuna hasret, bu uğurda canlarını veren doktor ve hemşireler olduğunu, birçok vatandaşın bu gibi kendini bilmezlerin yaydığı salgın yüzünden canlarını, kaybettiklerini, sonuçta işsizliğin, parasızlığın kaynağının bu gibi insanlar olduğunu söylemeli. Ancak bu densizlere devlet teslim olmamalı, haddini bildirmelidir. Daha ciddi tedbirler alınmalı. Trump’ın ve Hemşerimiz, Boris Johnson’un kafası ile bu korona belasının önlenemeyeceği açıktır.
Her konuda esip gürleyen Sayın Cumhurbaşkanımız, bu konuda, pek mülayim ve duyarsız görünüyor. İlerki günlerde salgının önlenememesinin nedeni Sayın Kılıçdaroğlu ’dur derse şaşırmam.
Ama bu konu ihmale, şakaya gelmez, ülke olarak çok perişan duruma kalabiliriz.
Salgının geriletilip, bir an önce yok edilmesi için alınacak önlemler, ne diktatörlük, ne de devletin vatandaşına baskı yapması olarak asla telakki edemeyiz.
Bu önlemleri almak devleti yönetenlerin acil alması gereken tedbirlerdir. Devlet bu gibi densizlere teslim olamaz. Bizden söylemesi.