Yazdıklarından dolayı bir zamanlar seni alkışlayanlar,
Yine yazdıklarınla senin karışına çıkanlarla aynıdır.
Sevgi sözcükleri ile methiye düzenler,
Bazen itibarsızlaştırmak adına yerle yeksan ederler.
İnandığın doğruların olup da, ilkelerin de varsa yaranamazsın,
Ne kilisedeki papaza, nede camideki imama.
Hele birde ahbap çavuş ilişkilerin çoksa,
Zordur gazetecinin işi o camiada.
Anlayacağınız en nankör meslektir gazetecilik.
*****
Uzun zamandır bekledim birileri yazsın,
Söylenmesi gerekenleri söylesin diye.
Ve sessizce takip ettim.
Ama anladım ki;
Davulu eline almadan olmuyor.
******
… ve yine bu süreçte gördüm ki;
Birileri halkımı kandırıyor.
Birileri Kocaeli’ye,
Birileri Körfez’e,
Birileri yaşadığımız şehrimize ihanet gafletiyle,
Yüzlerine geçirdikleri maskelerle,
Yerel seçimlerle birlikte kendilerine koltuk bulmaya çalışıyor.
Siyasetle kazanacakları kimliklerle kendilerini kamufle etmeye çabalıyor.
******
Sırf kendilerine kimlik kazandırabilmek için, meclis üyesi listelerinde yer bulabilmek adına,
İl başkanlıklarından başlayıp,
Başkentin yollarını aşındıranlarından tutunda;
Benim bu kadar bütçem var,
Ben şu kadar oy getiririm deyip,
Kendilerini pazar tezgahına çıkaranlara kadar.
*******
Aday adaylıkları süreci sonrası,
Her siyasi partinin adayı, çalışma ekibi olacak, kentin geleceğine birlikte yön verecek, meclis üyelikleri listelerinde irili-ufaklı sorunlar yaşandı…
Bunların bir kısmı basına yansıdı. Büyük bir kısmı da basına yansımadı.
Kimileri siyaset aile kurumu haline getirildi dedi.
Kimileri sıralamalara tepki gösterdi.
Kimsede çıkıp,
Ya kardeşim,
Bazı siyasi parti listelerinde seçilebilecek sıralamalardan aday gösterilen,
Senarist dolandırıcılarına,
Sıbyancilerine,
Bildikleri halde ses çıkaramadı.
*********
Ben Körfez’de doğdum büyüdüm.
Sevdiklerimi, kıymetlilerimi ve en önemlisi Annemi Körfez Asri Mezarlığında toprağa verdim.
Kısacası;
Ben bu İlçenin toprağıyla bütünleştim.
Ödenebilecek bedelleri de, en ağır şekillerde ödedim.
**********
Bugüne kadar haberini yaptığım, ifşasında bulunduğum hiç kimseyle şahsi bir işim,
Şahsi bir meselemde olmadı-olamazda.
Şahsi meselelerimi hamdolsun halledebilecek yetiye de sahibim.
**********
Bir süredir şahsıma ait sosyal medya hesabımdan bazı ifşalarda bulunuyordum…
Bunlardan biri İyi Parti Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Gencay Yıldıztekin.
Tanıyanlarınız bilir,
Sosyal medya mecralarında elzem durumlar dışında, kimseyle karşılıklı polemik doğurabilecek yorum ve diyaloglara girmedim-girmemde.
Ancak;
Beni tanımayıp da tanıdığını sananlardan,
İYİ Parti Körfez Belediye Meclis üyesi adayı Fırat Türker,
Kendince haklı bahanesi ile yapmış olduğum paylaşımın üzerine zıplayarak, sadece tek bir noktadan bakıp yorumlamıştı.
Allah var yorumunda saygısız bir ifadesi yok...
Gerçi böyle tiplemeler aleni değil arkadan dövüşürler.
********
Emniyet teşkilatının içerisinde ki birkaç kırıntı kriptoyla,
Senaryosunu kendinin yazıp,
Devletin önemli kurumlarının da ismini geçirerek,
MİT’in Kocaeli’de ki en başındaki adam diye aynı senaryo içerisinde,
Tüpraş’ın temizlik işleri bölümünden emekli zatı muhtereme de rol verip,
Kişilerden para koparıp dolandırma çabasına girmesi…
Bununla birlikte,
Devlet temsiliyetinden uzak,
Bulunduğu görevi kötüye kullanmış kişilerin senaryo içerisine dahil edilmesi,
Başta güvenliğin olmak üzere toplumunda meselesi haline gelmiştir.
********
Ankara’da üç beş vekille sağlanan diyalogları ve sosyal medya platformlarında yaptığınız güzellemeli paylaşımlarla,
Bugüne kadar yaptıklarınızı kamufle etmişsiniz.
Yetmemiş…
Şimdi de,
Benim şehrimin ana parçası olan milletimin namusu olan reylerine talip olmuşsunuz.
Ne senin, nede ileri ki günlerde ifşa edeceğim, türevlerinin,
Hak, Hukuk,
Vatan, Bayrak ve Millet söylemleri altında,
Gerçek kimlikliklerinizi saklayarak, toplumu kandırmanıza,
Dün olduğu gibi,
Bugünde, yarında müsaade etmeyeceğim…
Şairinde dediği gibi;
Bolu beyine, Köroğlu misâli,
Çin sarayında Kürşat emsali,
Gözü kara, kahraman timsali,
Şu bizim mahalleye bir deli lazım!
O deliye ki güç yetmeyecek,
Kâr zarar hesabı gütmeyecek,
Sonunu da hesap etmeyecek,
Şu bizim mahalleye bir deli lazım!
Bu saatten sonra;
Davulda benim, tokmakta
Vesselam…