İlla Bir Yere Bakacaksanız Yarına Bakın

Son günlerde neredeyse ülke gündemimizin tamamını oluşturan Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin belki haklı ama yanlış eylemlerini herkes gibi hayret ve ibretle izliyorum. Prof. Dr. Melih Bulu’nun Cumhurbaşkanı kararnamesiyle Boğaziçi Üniversitesi rektörü olarak görevlendirilmesine tepki gösteren öğrencilerimizin evet tekrar ediyorum, belki haklı ama yanlış eylemlerini günlerce izledik, izlemeyede devam ediyoruz.

Bak üniversiteli güzel kardeşim…

Öncelikle altını çizerek ifade edeyim. Yazımın buraya kadar ki kısmını okuyup şahsımla ilgili O’ cu yada Bu’ cu diyerek ön yargı oluşturup, yazımı oluşturduğun ön yargıyla okuma. Ne “ O “ taraftan ne de “ Bu “ taraftan, sizlere tam ortadan sesleniyorum.

Akademik kariyerleri görmezden gelinerek, sadece Cumhurbaşkanımız Recep Tayip Erdoğan’a bilmem kaç kıtalık şiir yazdığı, yada aynı zamanda genel başkanlık görevini yürüttüğü Ak Parti’den aday olduğu, birlikte yol yürüyerek aynı çatı altında siyaset yaptığı için kararnameyle ve yine sadece isimlerinin başındaki Prof. ünvanlarına sahip kişilerin herhangi bir üniversiteye rektör yapılmasını bende sizler gibi makul karşılamıyorum.

Sadece Boğaziçi Üniversitesi değil, tüm üniversitelerimizin rektörlerinin demokratik ortamlarda yapılacak seçimlerle belirlenmesi taraftarıyım.  

2014 yılında çalınan ÖSYM sorularıyla bir neslin geleceğine kelepçe vurulurken, Cumhurbaşkanı kararnamesiyle birilerinin rektör olarak görevlendirilmelerini, eğitimleriniz üzerinden istikbalinizin önüne barikat kurulmasını, amacını aşmayacak şekilde boykot etmeniz en doğal hakkınızdır.

Evet, her Türk vatandaşının eylem yapması Anayasal haktır. En az sizler kadar anayasal hakkın kullanılmasını bende savunuyorum. Fakat anayasal haklarımızdır diyerek insanların yaşam alanlarını savaş alanına çevirip sivil vatandaşlarında bu hakkının gasp edilmesinin doğru bir eylem olmadığını düşünüyorum.

Görevleri, milletimizin güvenlik ve huzuru sağlamak olan kolluk görevlilerine karşı sergilenen saldırgan tutumu bu ülkenin samimi olan hiçbir ferdine ve gencine yakıştıramadım yakıştıramıyorum. Polis araçlarını tekmeleyerek zarar verilmesini ise bu millete edilen küfür ve ihanet olarak yorumluyorum.

Fikir ve düşünce farklılıklarını ellerinize taş, sopa alarak yada bu milletin polisine parmak sallayarak değil, akıllarınızla oluşturacağınız zeminde yarınlara ışık tutabilecek birleştirici açıklamalarla yapabilirsiniz. Bu ülkenin yarınını oluşturacak olan siz değerli Türk gençlerine yakışacak tutumun bu olduğu düşüncesindeyim.

Sizler ne başınızı öne eğerek fikirlerinizi yere düşürecek, nede başınızı gök yüzüne kaldırıp düşüncelerinizi uçurtma yapma lüksüne sahip değilsiniz. Mevcut siyasilerin üzerinizden yapacağı politika malzemesi değil, büyük Türk Milletinin ve Türkiye Cumhuriyeti’nin yarınki istikbalisiniz.

İllaki bir yere bakacaksanız;

Baş Öğretmen Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü doğru anlayan Türk gençleri olarak birbirinize kenetlenerek daima ileri daima yarınlara bakacaksınız.