PARSEL - PARSEL

Dönemin hükmet sözcüsü ve başbakan yardımcısı Bülent Arınç bundan tam 5 yıl önce Ankara Büyükşehir eski Belediye Başkanı Melih Gökçek için FETÖ’yü kastederek “ PARSEL- PARSEL Ankara’yı bu yapıya sattı “ ifadelerini kullanmıştı. Ne garaiptir ki hükümet sözcüsü ve başbakan yardımcısının ihbar ve suç duyurusu niteliğinde ki ifadelerinin ardından her hangi bir araştırma yada soruşturmaya gereksinim bile duyulmamıştı. Minare çalınmadan kılıfı zaten hazırlanmıştı.

Üç yıl, her ne kadar dille kolay söylense de meslekten ayrı kalanlar için epeyce uzun bir süreç. Kaybolan üç yılın ardından doğup büyüdüğüm ve yaşadığım şehrin çehresini incelemek istedim. Gördüğüm manzaralar bana,  Arınç’ın o dönem Gökçek için kullandığı “ PARSEL-PARSEL “ ifadelerini hatırlattı. Sadece Ankara değil yaşadığımız şehirde birilerine “  PARSEL – PARSEL “  satılmıştı sanki. Böylesine ciddi bir iddianın kelime karşılığını bulması için, çalınan minareyi değil, kılıfın içine nasıl sığdırıldığını bilmek gerektiğini düşünüyorum.

Daha anlaşılır olması için 3194 Sayılı İmar Kanunun 18. Maddesin de bulunan  “ İmar hududu içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakati aranmaksızın birbirleri ile, yol fazlaları ile, kamu kurumlarına veya belediyelere ait bulunan yerlerle birleştirmeye, bunları yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve re'sen tescil işlemlerini yaptırmaya belediyeler yetkilidir. Belediyeler veya valiliklerce düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların dağıtımı sırasında bunların yüzölçümlerinden yeteri kadar saha, düzenleme dolayısıyla meydana gelen değer artışları karşılığında "düzenleme ortaklık payı" olarak düşülebilir. Ancak, bu maddeye göre alınacak düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların düzenlemeden önceki yüzölçümlerinin yüzde otuz beşini geçemez. Düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tabi tutulan yerlerin ihtiyacı olan yol, meydan, park, otopark, çocuk bahçesi, yeşil saha, cami ve karakol gibi umumi hizmetlerden ve bu hizmetlerle ilgili tesislerden başka maksatlarda kullanılamaz. Düzenleme ortaklık paylarının toplamı, yukarıdaki fıkrada sözü geçen umumi hizmetler için, yeniden ayrılması gereken yerlerin alanları toplamından az olduğu takdirde, eksik kalan miktar belediye veya valilikçe kamulaştırma yolu ile tamamlanır. Herhangi bir parselden bir miktar sahanın kamulaştırılmasının gerekmesi halinde düzenleme ortaklık payı, kamulaştırmadan arta kalan saha üzerinden ayrılır. Bu fıkra hükümlerine göre, herhangi bir parselden bir defadan fazla düzenleme ortaklık payı alınmaz. Ancak, bu hüküm o parselde imar planı ile yeniden bir düzenleme yapılmasına mani teşkil etmez. Bu düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların düzenleme ortaklık payı alınanlarından, bu düzenleme sebebiyle ayrıca değerlendirme resmi alınmaz. “  ifadelerini aktarmak istiyorum.

İlgili maddenin daha iyi anlaşılabilmesi için örneklemek gerekirse;  “ Belediye sizin hisseli yada hissesiz yelerinizi imar kanunun 18.maddesi gereği ŞUYUNLANDIRMA adı altında alıp, tek parsel üzerinde topluyorum diyebiliyor. Sizin m2 si 100 lira olan yerinizi alır, hisselerinizi tek parselde toplayarak m2 ‘si 500 liradan satabileceğiniz  şehrin değerli bir yerine götürebilir.”   İyi bir terzi tarafından biçilmiş sonra da dikilmiş. Yasal olmayan bir şey yok. İşte bu nedenle ülkemizde en büyük rantın imarda “ŞUYULANDIRMALAR “ üzerinden sağlandığını düşünürüm.

Peki yaşadığımız şehirde durum Ankara’dan farklı mı ? Tabi ki de hayır.

Yaşamıma devam ettiğim Körfez İlçe’de bulunan depolama ve bacasız sanayi alanı olarak bilenen Barbaros ve Kabakoz mevkii. Sanırım gazetelerde yer alan haberlerden dolayı bu bölgeleri bilmeyeniniz yoktur. Burada geçmiş dönemlerde Körfez Belediyesi tüm uyarılara rağmen zaman zaman plan ve imar değişikliklerine gitmişti. İrfan İnanöz,  Küpeli İnşaat, Bakiler, Gülşenler, Aybir, ve hatta o dönem milletvekili olan şuan ki Derince Belediye Başkanı Zeki Aygün’ün yanı sıra belli grup ve firmaların kazanımları vatandaşların mağduriyetlerinin üzerinde tutulmuştu. Vatandaşlar tanımadığı insanlarla isteksiz bir şekilde ortak edilirken, birçok kişi ve gruplara tek parsel üzerinde birleşimler yapılarak bölgenin değerleri yerleri kıyak geçildi.

Kıyaklar bununla sınırlı değildi tabi ki. Büyükşehir Belediyesi ve Körfez Belediyesi’nin plan değişiklerinin ardından Petkim Petro Kimya Holding A.Ş. Körfez İlçe’de bulunan Petkim Lojmanlarını satışa çıkarmıştı. Özelleştirilerek kamu kurumu olmaktan çıkan Petkim ‘in Yarımca bölgesinde bulunan lojman yerleri için iki belediye tarafından plan değişikliğine gidilmesi o dönem kafaları karıştırmıştı. Hatta hatırladığım kadarıyla muhalefet meclis üyeleri söz konusu plan değişikliklerine şerh koymuştu.  Kafalardaki oluşan soru işaretleri henüz cevabını bulmamışken, Petkim Petro Kimya A.Ş. 2011 yılında ihaleye çıkmıştı. Söz konusu yeri ise Türköz İnşaat 18 Milyon 50 bin dolara almıştı. Türköz İnşaat, yaklaşık 118 bin m2 yeri o gün ki kur hesabından 31 Milyon’a  alarak adını Türkiye’ye duyurmayı başarmış, ilimizin sayılı itibarlı firmaları arasında ilk sıralarda yer almayı başarmıştı. Bu ihale sonrası Fikri Işık ve Yunus Pehlivan’ın Türköz İnşaat’ın gizli ortakları olduğu ilimizde ve ilçemizde konuşulsa da spekülasyonların ötesine geçmemişti. İhale sürecinde hangi bankandan hangi olanak ve ortamlarda teminat mektupları kullanıldığına girerek konuyu farklı yerlere çekip kafa karıştırmak istemiyorum.

Verdiğim örnekler, şuan Cumhurbaşkanı Yüksek İstişare kurulu üyeliği görevinde bulunan Bülent Arınç’ın, geçmişte Gökçek için telaffuz ettiği “ PARSEL-PARSEL “ kelimesinin Körfez İlçe’ deki karşılığının küçük bir kısmıydı.

Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayip Erdoğan’ın, oğlu Bilal Erdoğan’a anlattığı gibi, örneklerle tek tek sizlere konuyu aktarmaya çalıştım. Kelimelerle karşılığını bulamadığınızı düşünüyorsanız, o zaman yaşadığınız şehrin değişen ÇEHRESİ’ne bir bakın derim.