Gazetecileri içlerinde ayırmışlar…
Muhalifler ve iktidar seviciler…
Birde parayla haber yaptırıldığı iddia edilen,
100’lük – 200’lük banknotluk gazeteciler…
Birilerinin, şahsını yada,
Birilerinin meslekte bulunan arkadaşlarımızı tarif ettiği şekilde, muhalif değilim…
Gazeteci ve muhalif kelimeleri yan yana getirilmesi de şahsi olarak hiçbir zaman fehimseyemediğim bir konu olmuştur.
Ancak ülkemiz siyasileri, sadece kendilerine malzeme temini adına,
ırkçılık, inanç, mezhep ve siyasi gruplaşmaları adeta meslek gruplarına da sirayet ettirmiş,
Bununla birlikte de,
Ya yandaş, yada muhalif gazeteci yaftasına maruz bırakılmışsın…
Peki doğruları yazmak sizce ne kadar muhaliflik…
Yada, doğru yapılan faaliyet ve çalışmaları diğer kamu kurumlarını teşvik etmek için haberlerde paylaşılması ne kadar yandaşçılık…
Tüm insanlığın temel ahlak sorunu olduğu kanaatini taşıdığımdan,
Banknot meselesine girmek dahi istemiyorum…
Bu kadarını neden anlattığıma gelince;
Birileri şahsımla ilgili “ o zaten muhalif, bize sürekli geçiriyor “ ifadelerinde bulunarak yaptığım özel haberleri bu tarz söylemlerle itibarsızlaştırmaya çalışıyor.
Baylar, bayanlar…
Pardon ama ben iç bir konunun belgesini, görselini elime almadan haber yapmadım, yapmamda…
Birilerine muhaliflik yapmak için haber yapmadığım gibi,
Birilerine şirin görünmek içinde haber yapmam…
Bu ilçede doğmuş, bu ilçede yaşayan, zamanı geldiğinde de bu ilçenin toprağına bedenini teslim edecek ölümlü bir kulum…
Ne siyasetçi, nede siyasi rakibinizim…
Ben sadece gazeteciyim…
Siz istiyorsunuz ki;
İl başkanını arayıp, Büyükşehir belediye Meclis üyesinin şahsımla çekilerek paylaştığı fotoğrafı kaldırması için telkinde bulunulmasını,
Paylaşımlarımı beğendiği için başka bir Meclis üyesini arayarak fırça atma cüretini kendin de görebilen,
Bir süre önce ofisime giren çıkan kim varsa özel kalem müdürlüğünde sorguya çekilme çapsızlığını gösterebilenlere karşı,
Dilsiz taklidi yapayım…
Siz istiyorsunuz ki;
“ Kendi paramızla gidilirse geziye katılırım, milletin parasıyla gidildiği için ben katılmam “ diyerek Antalya gezisine katılmayan ve bu söylemi siyasi aktrisliğinde kullananları…
“ Dul hakkı, yetim hakkı, devlet hakkı, kul hakkı, Körfezlinin hakkına bekçilik yapıyoruz “diyerek, siyasi ikballeri ile ilgili endişelerinden dolayı objektifler önünde bu millete oynayanlarını,
Gördüğüm halde kör taklidi yapayım…
Siz istiyorsunuz ki;
Belediyede içerisinde bir birine giren müdür ve başkan yardımcısını,
İmar ve ruhsattan sorumlu başkan yardımcısını, anlı şanlı bir müttehidimizin projesine imza atmamak için 15 günlük izne çıkmasını,
Yerine ise vekalet eden başka bir başkan yardımcısının imza atılmayan ne kadar proje varsa alayına imza attırılmasını
Bilsem de, bilmemezlikten geleyim…
Siz istiyorsunuz ki;
Müteahhitlik sınıflarını yükseltmek için, kanuna nizama aykırı yerel firmalara verilen iş bitirme belgelerini,
Adli konu olan sahte iş bitirme evraklarının, 29/12/020 tarihli başkan oluru yazısı ile bazılarının silinmesini,
Konuya müdahil olan başkan yardımcılarının Tüpraş’ın yollarını aşındırıp sonuç alamayınca,
Ankara’ya kadar gitmelerini,
Bu kadar kalabalık ayak seslerini duyayım ama duymamazlıktan geleyim…
Siz istiyorsunuz ki;
Belediyenin kurumlarında müdürler, amirler, başkan yardımcıları özel işlerini yaptırsın,
Meclis üyeleri hazır ol da duran asker gibi meclis günleri meclise katılsın,
Grup kararlarına göre meclislerde sadece el indirip el kaldırmayla sınırlı görevlerini yapsın,
Yapılan yanlışların sonradan kılıfı hazırlansın,
Yanlışın üzerine giderken başka bir yanlışla karşılaştığımda Selamün Aleyküm demeden geçeyim…
Biliyorum…
Siz Cennet İstiyorsunuz ama,
Deyim yerindeyse,
Günahlarınız koyuvermiyor
Vesselam…